İşini sevmek ve işine saygı duymak birbirlerinden çok farklı ama beraber olmazsa olmaz iki kavram. İşini severek yapmak ya da sevdiği işi yapmak herkese nasip olmayan bir duygu. Çoğunuzun hayallerindeki işin fikri haklar sektörde çalışmak olmadığına eminim. Bu sektörü ve çalıştığınız şirketi seçmenizde birçok farklı neden olabilir. Hayalini kurduğunuz işe, maaşa, ortama, şehre, yöneticiye kavuşamamış olabilirsiniz. Kendimden örnek vermem gerekirse 1992 senesinde ODTÜ Şehir Planlama Bölümü’nden mezun olup 1995 senesinde aynı bölümde yüksek lisansı tamamladığımda değil idealimde, aklımın köşesinde bile fikri haklar sektöründe çalışmak yoktu. Ancak kader dediğimiz olaylar zinciri beni Ankara Patent ailesinin içine çekti. Bugün yaptığım işten çok mutluyum ve başarılı olmak için çalışıyorum.
İşinde mutlu ve başarılı olmanın anahtarı bence işini sevmek ve işine saygı duymakta yatıyor. Mesleğinizin ne olduğu ve hayatta ne yapmak istediğiniz çok ayrı bir konu. Elbette eğitimini aldığınız mesleğinizi yapmak ya da yapmaktan en keyif aldığınız işten çok para kazanmayı beklemek doğru bir şey. Ancak yüzleşmemiz gereken gerçekler var. Türkiye İstatistik Kurumu Ekim 2019 verilerine göre 15-24 yaş arsındaki işsizlik oranı %27,1. İşgücüne dahil olmayan 15 yaş üstü toplam nüfus 28.394.000. Böyle bir tabloda insanların iş bulduklarına bile mutlu olmaları maalesef acı bir gerçek. Gerçekten de özellikle ülkemizde bulduğun işi yapmak gibi bir durum, şaşırtıcı olmaktan çok uzak. Öyleyse yapılması gereken ilk şey çalıştığın işine saygı duymak.
İşe saygı duymak kimileri tarafından mükemmeliyetçilik olarak görülse de işinde başarılı olmanın ön şartıdır. İşine saygı duyan bir kişi işini en iyi ve en doğru şekilde yapmaya çalışır. İşi hakkında bilgi sahibi olur, işini iyi öğrenir, bilgilerini devamlı tazeler. İşine saygısı olan kişi çalıştığı kişilere (iş arkadaşları, meslektaşları, müşterileri, tedarikçileri, çözüm ortakları vb.) saygı gösterir. Hepsinden önemlisi kendisine saygı gösterir. Kendisine saygı duyan kişi kendisini sürekli geliştirir. Zamanı ve parayı bahane etmez. Okur ve öğrenir. Amirlerinden kendisini geliştirmek için destek talep eder. Eğitimler alır. Yeni diller öğrenir, yeni trendleri takip eder, kişisel becerilerini artırır. Sosyal hayatını da düzenler. İşine ve ailesine ya da sevdiklerine dengeli zaman ayırır.
Kişi saygı duymayı öğrendiği bir işi zamanla sever. İşini sevmek ise kişiye başka bir dünyanın kapısını açar: Mutluluk. İşi sevmek ve heyecanla yapmak, çalışırken mutlu olmak için en önemli koşullardan biri olarak öne çıkıyor. İşini severek yapmanın tarifleri arasında, sabah alarm zili bir defa çaldığında kalkmak, işe giderken ayakların geri geri gitmemesi, iş yerinde çıkış saati gelmiş mi diye sürekli saati kontrol etmemek, çalışırken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemek, her gün yeniden işe gelmeyi istemek öne çıkıyor. Sadece para için çalışanlarsa mutsuz olmaya mahkûm görünüyor. Pek çok kişi için iş yerinde mutlu olmak imkânsız, en büyük mutluluk mesainin bitmesi ve cuma gününün gelmesi. Human Group adlı araştırma şirketinin verilerine göre iş yerinde mutlu olmak için en önemli koşullar şöyle:
1. İşini sevmek, gönülden isteyerek çalışmak
2. Kafa dengi, uyumlu çalışılabilen iş arkadaşları
3. İnsana değer veren, adil yönetim anlayışı
4. Pozitif iletişim
5. Eğlenceli çalışma ortamı
6. İş yerinde yeni şeyler yapabilmek, öğrenebilmek
7. İş tatmini sağlamak
8. İnisiyatif alabilmek
9. Emeğinin karşılığını alabilmek
10. İşini bilmek, hakkıyla yapabilmek
Kendinize saygı duyun ve kendinizi sevin. Kendinize hedefler koyun. Hedefler doğrultusunda kendinizi geliştirin. Öğrenmekten bıkmayın. Okumaktan bıkmayın. Öğrendiklerinizi paylaşın. Yazın, öğretin, eğitin. Ve en önemlisi bunları şirketiniz veya başka birisi için yapmayın; kendiniz için yapın. Mutlu olun. Mutlu olursanız başarı da gelecektir. Başarı ise size iş yerinizde saygın bir pozisyon ve makul bir maaş getirir. Ancak unutmayın para sadece bir araçtır. Mutlu olmak paraya değil size bağlıdır.
Comments